Koku duyusu, insanların dış dünyadaki tehlikelere karşı bir uyarı sistemi gibi çalışıyor. Koku alma bozukluğu olan kişilerin yaşam kalitesi azalıyor. Doç. Dr. Aytuğ Altundağ, koku alma duyusunu kaybeden insanların ortalama yaşam süresinin diğer insanlara göre 5 yıl daha kısaldığını söylüyor.
Kulak Burun Boğaz, Baş Boyun Cerrahisi Uzmanı, Avrupa Kimyasal Algılar Birliği üyesi ve tat-koku alanında çok sayıda uluslararası bilimsel çalışmalar ve araştırmalar yapmış Doç. Dr. Aytuğ Altundağ, birçok hastalığa davetiye çıkaran ve erken teşhisin çok önemli olduğu koku duyusu ile ilişkili hastalıklar hakkında önemli açıklamalar yaptı.
Bir kere dış dünyadaki tehlikelere karşı uyarıları erken alırız. Duman, gaz kaçağı, zehirli maddelere maruziyet esnasında bir erken uyarı sistemi gibi çalışır koku duyusu. Bunun dışında yemeklerden lezzet alırız. Beslenmemizi daha keyifli düzenleriz. Etrafımızda karşı cinsin kokusunu alarak seksüel ilişkilerimizi düzenleme konusunda sinyal alırız. Kendi kişisel hijyenimiz hakkında bize her an bilgi verir koku duyumuz. Eğer koku duyumuzu kaybedersek tüm bu durumlarda yaşam kalitemizde ciddi oranda bir azalma meydana gelecektir.
Koku alma bozukluğunun en sık üç nedeni sırasıyla; üst solunum yolu viral enfeksiyonları sonrasında gerçekleşen koku duyusu kaybı, burun eti büyümesi, burun eğriliği, sinüzit ve tümör gibi burun içi hastalıklar ve kafa travmalarıdır. Bu üç durum koku alma bozukluğunun yüzde 70’ini oluşturur. Bunun dışında diğer nedenler genetik hastalıklar, nörolojik hastalıklar, toksik-kimyasal maddelere maruz kalmak, guatr ve diyabet gibi hormonal hastalıklar, bazı psikolojik hastalıklar sayılabilir.
Koku alma bozukluğunun türlerine baktığımızda iki gruba ayırabiliriz. Biri niceliksel, diğeri ise niteliksel. Yani niceliksel koku alma bozukluğu dediğimizde koku alma duyumuzda azalma, tamamen kaybolma ya da artma olarak tarif edebiliriz.. Niteliksel koku alma bozukluğunu da kokuların farklı algılanması, kokuların kötü algılanması gibi tanımlayabiliriz.
Hamileliğin belirli dönemlerinde hamile hastalar koku almada bir artış ve bazı kokulardan tiksinme hissedecektir. Artış ile kokulardan kaçınmayı birbirinden ayırmak lazım. Özellikle migren hastalığında ortaya çıkan kokuların migren atağını tetiklemesi ve kokudan kaçınma duyusuyla koku keskinliği artışı farklı şeylerdir. Bunlardaki farklılıklar koku laboratuvarında yapılacak koku testiyle ortaya çıkar.
Koku alma bozukluğu en iyi koku alma testiyle değerlendirilir. Bunun için yapılması gereken testin bir koku laboratuvarında yapılmasıdır. Bu testte Türk toplumuna uygun kokular hastaya koklatılır ve koku laboratuvarında ölçüm yapılır. Bunlar hastanın cevabına göre şekillenen koku testleridir. Bir de hastanın cevabında bağımsız olarak koklama aktivasyonuyla yaptığı anda oluşan elektriksel sinyalleriyle yapılan testler vardır.
Koku alma bozukluğu nelere yol açtığını baktığımızda, koku duyusu ile neleri kazandığımıza bakalım. Örneğin, grip olduğunuz zaman burnunuz tıkalı olduğunda yediğiniz çorba ya da içecekte bu tatları algılayamazsınız. Lezzet algınızda azalma iştahınızda azalmaya ve sonrasında kilo kaybına yol açabilir. Bununla beraber depresyon bulguları ortaya çıkabilir. Yani yaşam kalitenizde azalmaya bağlı depresyon bulguları artar. Bunun dışında besin zehirlenmesine daha sık maruz kalırsınız. Çünkü bozulmuş yiyecekleri fark edemezsiniz. Ev kazalarına daha çok maruz kalınır. Tencere tava yakmak, temizlik malzemelerine bağlı olarak zehirlenmek gibi. Kişisel hijyeninizi ayarlayamazsınız. Yapılan bilimsel çalışmalar koku alma duyusunu kaybeden insanların ortalama yaşam süresi diğer insanlara göre 5 yıl daha kısalmaktadır.
Koku alma bozukluğu tedavisinde her geçen gün yeni tedaviler ortaya çıkmaktadır. Bizler de Türkiye'den bu tedavi yöntemlerine yakın zamanda bir katkıda bulunduk ve daha önce kullanılan tedavi yöntemlerini geliştirerek diğer ülkelerde de kullanılmasını sağladık. Koku duyusunun kaybında en önemli yaklaşım nedene yönelik tedavidir. Hastalık burunla mı alakalı, burun eti büyümesi mi var, kemik ve kıkırdak problemi mi, sinüzit mi yoksa burun dışı bir neden mi var, bu ortaya konulmalıdır. Özellikle alerjik zeminde oluşan rahatsızlıklar uzun süre tedavi edilmezse ameliyat yapılsa bile ve içerideki hava yolu açılsa bile koku alma bozukluğu geri gelmeyebilir. Alerjik hastalar bu yüzden doktor takibini sıklıkla yaptırılmalı. Grip olan bir hastanın da "nasılsa geçer" diye koku alma bozukluğunun 1 haftadan fazla sürmesi durumunda beklememesi ve doktora gitmesi gerekir. Çünkü koku eğitimi ve koku antrenmanları dediğimiz belli kokuların hastaya hastalık sürecinde verilip koku alıştırmaları yapması hastalığın iyileşme sürecini kısaltmaktadır.
Koku alma bozukluğu yapan en sık nedenler burun ile ilgili hastalıklardır. Burun içindeki hava akımı koku duyumuz için çok önemlidir. Burun içerisinde belirli bölgelerde türbülans belirli bölgelerde ise laminar hava akımı vardır. Koku alanında koku duyusu için laminar hava akımı mevcuttur. Burun eti büyümesi, burun içerisindeki polipler, burun içerisinde alerjik salgıların artması, sinüs enfeksiyonları, özellikle ağaç işiyle uğraşan insanlarda çıkan burun ve sinüs bölgesi kanserleri burun kaynaklı koku alma bozukluğu nedenleridir. Ağaç işiyle uğraşan insanlarda tümörün ilk başlangıç noktası koku alması bölgesidir. Bu yüzden kişi koku alma bozukluğu ile geldiğinde koku alanını kapsayacak detaylı bir endoskopi yapmak gerekir.
Yaşlanmanın tüm süreçlerini koku duyusu için de yaşıyoruz. Nasıl ki görme bozukluğu, işitme kaybı oluyorsa bu durum koku duyusu içinde geçerli. Yapılan çalışmalar göstermektedir ki koku alma duyusu ergenliğe kadar artıyor, orta yaş dönemine kadar sabit gidiyor, Sonra yaşlılıkla birlikte azalmaya başlıyor.
Özellikle kadınlarda yapılan çok sayıda araştırma var. Menopozla-koku alma bozukluğu arasında ciddi ilişkiler bulunmuştur. Hastalar menopoz dönemine girdiklerinde koku alma fonksiyonlarında çok büyük azalma var. Menopoz öncesi kadınlar erkeklerden çok daha iyi koku alır. Menopoz sonrası ise koku keskinliğinde erkeklere yaklaşırlar. Bu hastaların hormon tedavisiyle hormon dengeleri düzeldiğinde koku alma fonksiyonlarında düzelmeler görülmüştür.
Özellikle 60-65 yaşlarında koku eşiklerinde ciddi değişimler olur. Yaşlanmayla ilgili koku alma bozukluğunun mutlaka doktorlar tarafından araştırılması gerekmektedir. Bu durum alzheimer, parkinson, depresyon gibi bir durumun ön bulgusu olabilir. Bu nedenle kişilerin görme ve işitme muayenesi gibi mutlaka koku muayenesi de yaptırması özellikle ileri yaş döneminde gereklidir.